Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 449

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 449 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 449

Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

Bereketli Topraklar Üzerinde Köylü Şehirli Çatışması

Orhan Kemal’in en iyi romanı sayılan Bereketli Topraklar Üzerinde eleştirmenler tarafından haklı olarak övülmüştür. Ne var ki romanı inceleyen yazılara baktığımız zaman, bunların hemen hepsinde başarı nedeni olarak günün toplumsal gerçekliğinin doğru yansıtılmış olmasına ağırlık verildiğini görürüz. Çukurova’daki sömürü düzeni, tarımda kapitalizme geçiş, kapalı köy ekonomisinin yetersizleşmesi nedeniyle köyden kente göç ve gurbetçilerin kentteki kötü yaşam koşulları üzerinde durulan başlıca noktalardır. Oysa bir kurmaca metinde anlatılan bir öykü varsa bir de bu öykünün dile getirilişi vardır. Eleştirmenler Bereketli Topraklar Üzerinde’yi överken bu yönü hakkında, kuruluşunun tutarlı, biçiminin iyi, üslubunun güçlü olması gibi bir iki özelliğe genel olarak değinmekle yetinmişler. Sanırım bu konuda söylenenler üç beş cümleyi geçmez. Kimi eleştirmenlerse romanı, saptadığı toplumsal gerçeklikten ötürü överken biçim yönünü kusurlu bulmuşlar.

Örneğin İrfan Yalçın’a göre;
Biçimsel bir yeniliği, Türk romanına katkısı olabilecek estetik bir bütünlüğü yok (…)
Konu çok dağınık (…) planı çok dağınık (…) Saptaması güçlü, tekniği güçsüz bir roman.
Mehmet Ergün de “Biçim yönünden tam bir yetkinlikte olduğu ileri sürülemez.” diyerek İrfan Yalçın’a katıldığını belirtiyor; ancak yazarı değil, onu acele yazmak zorunda bırakan toplumu suçlamaktan yana.

Orhan Kemal gerçekçi bir yazar, ama yaptığı, Çukurova’daki gerçek yaşama, toplumsal gerçekliğe bir ayna tutmak değil. Şekilsiz bir Çukurova yaşamının, ne denli doğrulukla yansıtılırsa yansıtılsın, sanatla ilgisi olmazdı. Onun için Orhan Kemal de elindeki malzemeyi düzenlemek ve yeniden kurmak zorundaydı. Nasıl roman yazdığını açıklarken, ilk önce konu üzerinde düşündüğünü, daha sonra da “nasıl söyleyeyim” sorusuna cevap aradığını söylüyor. Ben de bu bölümde Bereketli Topraklar Üzerinde’yi incelerken ihmal edilmiş ya da yanlış değerlendirilmiş olan, “nasıl söylendiği” yönü, yani söylemi üzerinde özellikle durmak istiyorum. Eğer roman iyi bir sanat yapıtı ise hele Fethi Naci’nin dediği gibi en iyi on Türk romanı arasında yer alıyorsa metne daha yakından bakmanın zamanı gelmiştir. (…)

Bereketli Topraklar Üzerinde’nin olay örgüsü dünya anlatı edebiyatında çok kullanılmış olan bir tür yolculuk üzerine kurulmuştur. Mitoslardan kaynaklanan, destanlara, romanslara ve arama arketipini izleyen masallara geçmiş olan bu kurgu, ayrılış-savaşım-dönüş kalıplarından oluşur ve kökeni büyük bir olasılıkla Yakın Doğu’nun çok eski bereket ayinleridir. Türk yazınında yolculuk üzerine kurulmuş anlatılara daha çok halk edebiyatında rastlarız. Örneğin masallarda, Battal Gazi türünden halk hikâyelerinde. Kökenini eski mitoslarda bulduğumuz bu tür anlatılarda, kahraman bir nesneyi ya da bir defineyi ya da kaçırılan bir kızı vb. bulmak için çıkar yola; türlü güçlüklerle karşılaşır, sınavlardan geçer, yer altına ya da denizin derinliklerine iner, orada karanlık güçleri, yani ölümü, kısırlığı, kıtlığı temsil eden bir varlıkla (örneğin bir canavarla) savaşır, onu yener ve elde ettiği nesneyle geri döner. Geri getirdiği ganimet mitos dilinde berekettir, doğurganlıktır, yaşamdır.

Bereketli Topraklar Üzerinde’nin olay örgüsü de, temelde, aynı yapıyı gösterir. Üç arkadaş yoksulluk (kıtlık) yüzünden köyden ayrılır, yola çıkarlar. İstedikleri nesnenin (paranın) bulunduğu kente varırlar. Kentte türlü güçlüklerle karşılaşırlar ve cinlerle özdeşleştirdikleri şehirlilere karşı verdikleri savaşım sonucu üç arkadaştan ikisi ölür, yalnız biri savaşımı kazanır, amaçladıklarını elde ederek köyüne döner ve ailesine bolluk getirir.

Bu öykünün de ayrılış -savaşım- dönüş kalıplarından oluştuğu açık. Başka masal özelliklerini de içerdiğine aşağıda sırası geldikçe işaret edeceğim. Bereketli Topraklar Üzerinde bir masal değil elbette. Orhan Kemal toplumsal ve ideolojik bir sorunu yani ezen-ezilen karşıtlığını sergiliyor romanında. Ama Çukurova’da gözlemlediği gerçekliği olduğu gibi yansıtarak değil, ona bir form vererek, onu yapılaştırarak. İşte bu yapı, ilk bakışta fark edilmese de bir masal yapısıdır. Şunu da söylemek gerekir ki Orhan Kemal

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.

11. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 449 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!