Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 496

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 496 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 496

… diye bir şey yoktur. Şahsi tatmin elde etme hissiyatı ile başkalarına da bir şeyleri aktarma arzusu daima işbirliği hâlindedir. Anlatının Gücü adlı çalışmasında Robert Fulford’un belirttiği üzere, hikâye anlatmak bir ihtiyaçtır. Hem anlatan için hem de okuyan/dinleyen için ihtiyaçtır. Hikâyesiz bireyler ve hikâ- yesiz toplumlar ayakta kalamazlar veya hayata sımsıkı tutunamazlar. Çöker giderler. İşte bunun içindir ki çocuklarımıza binlerce yıldır masallar anlatıyoruz. Hikâye medeniyettir ve anlatı sanatları mitolojik çağlardan beri değişerek de olsa hep mevcuttur. Roman yazarının sorumluluğu ve misyonu elbette ki vardır. Sanatçının eseri, Jean-Paul Sartre’ın dediği gibi, toplum vicdanını rahatsız edebilmelidir. Oscar Wilde ise şöyle söylüyor: “İnsanlık, sanatçılardan çok şeyler öğrenebilir. Gerçek sanatçı günahkâr biri gibidir. Gerçek sanatçı eseriyle yıkar. Sanatıyla bize zararı dokunmayan sanatçı aslında bir sanatçı bile değildir.” Roman yazarının misyonu işte buradadır. Topluma ve o toplumu oluşturan bireylere ayna tutmaktır.
Yazarın kendisi, romanın neresinde olmalı? Bizzat kendisi aktör mü olmalı, yoksa karakterleri aracılığıyla bir aktarıcı mı olmalı?
Modern romanda yazarın kendisi gizlenmeye çalışmıştır. Bilhassa Emile Zola tecrübi romanlarında bunu yapmaya gayret etmiştir. Ama şimdi, postmodern romanda işler değişmiştir. Önceki eleştirmenler roman metninde yazarın belirginleşmesini kusur sayarlarken, şimdiki zamanlarda Paul Auster’ın yaptığı gibi, roman metnine yazar da dâhil olmak üzere müdahil olmayan yoktur. Öyle ki postmodern anlatılarda artık okur da okumakta olduğu romana bir şekilde müdahildir. Romancının bizzat kendisi aktör olabilir veya karakterleri aracılığıyla kendisini örtük bir şekilde metne yerleştirebilir.

Adnan Şenel, Türk Yurdu Dergisi

Kelime Dağarcığı:
absürt: Saçma. akabinde: Arkasından. muhayyel: Hayal edilen. muhteva: İçerik. musallat: Bir kimse veya şeyin üzerine bıktıracak kadar düşen kimse. müdahil: Karışan. teoloji: Din bilimi.

1. Okuduğunuz mülakatta açıklayıcı anlatım biçiminin kullanılması sizce metne neler kazandırmıştır?

  • Cevap: Okuduğumuz mülakatta açıklayıcı anlatım biçimi kullanılmış ve böylece anlatılmak istenilenler tam anlamıyla anlatılabilmiş- tir. Mülakatı yapılan yazar kendisini tanıtmak, her bir romanının konusu hakkında bilgilendirme yapmak ve okuyucuyu aydınlatmak için açıklayıcı anlatım biçimini kullanmıştır. Böylece okuyucu mülakatı yapılan yazarı tam anlamıyla tanıyabilmiştir.

2. Okuduğunuz mülakatta açıklayıcı anlatım ile tartışmacı anlatım biçiminin bir arada kullanılması sizce mülakatta anlamı nasıl etkilemiştir?

  • Cevap: Açıklayıcı anlatım biçimi kullanılarak mülakatta anlatılan ve kavratılan düşünceler, tartışmacı anlatım biçimi ile tam anlamı ile okuyucuya gösterilmiş ve okuyucunun düşünceleri değiştirilmiştir. Mülakatta açıklayıcı ve tartışmacı anlatım biçimleri bir arada kullanılarak mülakatı yapılan yazar, okuyucuya bütün yönleri ile tanıtılmış olur.

3. Okuduğunuz mülakatta düşünceyi geliştirme yollarından tanık göstermenin kullanılması ile sizce ne amaçlanmıştır?

  • Cevap: Mülakatı yapılan yazar, düşüncelerini ve anlattıklarını okuyucuya ispatlamak için edebiyat alanında otorite kabul edilen edebiyatçıları tanık göstermiştir. Böylece mülakatı yapılan yazarın inandırıcılığı artmış ve okuyucu anlatılanlara daha fazla ehemmiyet vermeye başlamıştır.

4. a) Önemli bir yazar olsaydınız ve roman türü üzerine sizinle mülakat yapılsaydı düşüncelerinizi anlatmak için hangi anlatım biçimlerini ve düşünceyi geliştirme yollarını kullanırdınız? Düşüncelerinizi nedenleri ile açıklayınız.

  • Cevap: Düşüncelerimi tartışmacı ve açıklayıcı anlatım biçimlerini kullanarak anlatırdım. Düşünceyi geliştirme yollarından karşılaştırma, tanımlama, örnekleme, tanık gösterme ve sayısal verilerden yararlanmayı kullanırdım. Böylece anlattıklarımı okuyucu tam anlamıyla anlayabilecek ve beni bütün özelliklerimle tanıyabilecektir.

b) Tanınmış, önemli bir yazar olsaydınız ve roman türü üzerine sizinle mülakat yapılsaydı düşüncelerinizi anlatırken hangi yazarlardan alıntı yapardınız? Düşüncelerinizi nedenleri ile açıklayınız.

  • Cevap: Okuduğumuz mülakata benzer sorular içeren bir mülakat benimle yapılsaydı ben de sorulan sorulara cevap vermek ve anlattıklarımın inandırıcılığını artırmak için dünya edebiyatından Dostoyevski ve Tolstoy; Türk edebiyatından ise Hüseyin Nihâl Atsız ve Ziya Gökalp’ten alıntılar yapardım. Çünkü bu yazarlar benim edebî ve fikrî dünyamın oluşmasında önemli bir yer tutarlar.

11. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 496 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!