Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 79

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 79 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 79

Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

Kaybolmuş Akşam Alacaları

(…)
Elmas Ninem, hâlâ seferberlik günlerinin insanıydı. Sıkıntılara alışmış olanların rahatlıkta yaşaması zordur. Kızgın gün altında tarlada çalıştığı, harman yerlerinin engin sarısı içinde düş kurduğu, cephelerden haber bekleyip yollara baktığı, Tekâlifi Milliye kanunu çıktığında bir çift manda ile cepheye bir şeyler taşıyıp durduğu günleri nasıl unutabilirdi ki? Nasıl? îçi köz gibi yanarak, dudakları, avuçları, tabanları çatlayarak sofaları adımlayan, emekleyen bebeklerine süt vermeğe koşuşunu, iniltili uykularını, uyuyamayan bedenini, kadınlığını unutmuş kuru kavruk bir saz halini almış bir bedeninin yorgunluk sızılarını nasıl unutsundu?

Dedemin cepheye gittiği günü ve ondan sonraki bekleyiş yıllarını, ninem bütün çizgileriyle hatırlıyordu. Dedem köyden ayrıldığında ninem gelin olduğu gün giydiği üç eteğini işte o kara sandığa katlayıp koymuştu. Genç askerler buğulu bir dağın ardında kaybolup gittikleri gibi köyde kadın sesleri çoğalmış, geceleri sönük fersiz pencereleri karanlıklar örtmüş, ölü zamanlara girilmişti artık. Köy dünyanın bir ucunda kalmıştı. Ninem, geceleri, pencere önünde karanlığı sırtına bürler, yüreğinin atışı saat rakkası gibi odada duyulur, Anaç Dağ’a doğru yüksek, ulu bir sesle ağlamak ister, sonra aklını yitirmekten korkup soluğunu, boğazındaki düğümlenmeleri çözmeğe, bastırmağa çalışırdı. Kimi zaman o tarladayken, terini sile sile veya bastonuna dayanıp da aşağı yoldan gelen kocamış birini görür, hemen o yana koşardı. “Dayı, emmi, cephelerden bir haber var mı, kurban olayım emmi?”

Cepheler, cepheler. Hangisindeydi onun Osman’ı? Şam’da diye işitmişti. Şam burdan çok uzak mıydı? Cephe dendi mi, bir ahiret günü karmaşıklığı geliyordu gözünün önüne. Şam nere? Şu dağın mı, bu dağın mı arkası? Kocamış kişiler, “Burdan epey ıraktır. Katar katar kara vagonlarla gidilir.” diyorlardı.

(…)
Sonra askerler, cephelerden dönmeğe başlamışlardı. Evlerin o zamana kadar yanmayı unutmuş lambaları, artık güvenle gecenin siyahlıklarını aydınlatıp duruyordu. Ama Osman yoktu, dönmemişti. Elmas Nine’m, kuru bir kış dikenine benzemiş, nay gibi içi ahla dolu derviş gövdesini sürüyüp, oraya buraya seğirtip, “Benim erim çıkıp gelmedi Rabbim!” diye inildiyor, sızlanıyordu.
Anaç Dağ “Beri gel!” diye çağırıp duruyordu. Yumuşak dolgun eteğine, ana gövdesinin bir kıyısına çağırıyordu. Avutmak için. Varıp gidiyordu o da.
Sonra bir gün Anaç Dağ, kurt kuş hepsi birden seslendiler. “Osman geldi!” diye. Osman döndü. Dizinde bir mermi yarasıyla. Osman döndü. Bebelerin gül yüzleri açıldı. Kendi saz gövdesi dirildi, yeşerdi. Osman döndü.
(.)

Sevinç Çokum
Kelime Dağarcığı
nay: Oluk. bür(ü)mek: Örtmek, sermek.

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.

12. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 79 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
1
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!