Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
8. Sınıf İnkılap Tarihi Dersdestek Yayınları

8. Sınıf İnkılap Ders Kitabı Cevapları Dersdestek Yayınları Sayfa 150-151

8. Sınıf Dersdestek Yayınları İnkılap Ders Kitabı Sayfa 150-151 Cevapları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

8. Sınıf İnkılap Ders Kitabı Cevapları Dersdestek Yayınları Sayfa 150-151

8. Sınıf İnkılap Ders Kitabı Cevapları Dersdestek Yayınları Çözümleri Sayfa 150

C. TÜRKİYE CUMHURİYETİNE YÖNELİK TEHDİTLER

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, vatanı ve bağımsızlığı elinden alınan milletimizin işgalcilere karşı verdiği Millî Mücadele’nin sonunda kurulmuştur. Bu nedenle Türkiye, cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren büyük devletlerin göz diktiği bir ülke olmuştur. Güçlü Türkiye’yi kendileri için tehdit olarak gören bu devletler, ülkemizi zayıflatarak topraklarımızı ve denizlerimizi ele geçirmenin yollarını aramışlardır. Milletimizin Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlığını görüp ülkemizi işgal yoluyla ele geçiremeyeceklerini anladıkları için de millî birliğimizi ve cumhuriyetimizi hedef alan iç tehdit unsurlarıyla iş birliği yapmışlardır.

Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı harekete geçen iç tehdit unsurları, başından beri cumhuriyetin ilanının ve milletimizi çağdaş uygarlığa ulaştıracak inkılapların karşısında yer aldılar. Türk milletinin aklı ve bilimi rehber edinerek her alanda kalkınmasını engellemek isteyen bu güç odakları yeniliklere tepki gösterdiler. Çağdaşlaşma hamlelerini engellemek için kutsal din duygularını istismar ederek “Din elden gidiyor.” sloganıyla halkı cumhuriyete karşı isyana kışkırttılar. Atatürk bu konuyla ilgili düşüncelerini şu sözlerle ifade etmiştir: “Halkın saflığından istifade ederek milletin maneviyatına musallat olan kimseler ve onların takipçileri ve müritleri, elbette ki birtakım cahillerden ibarettir. Bunlar, Türk milleti için ayıp teşkil edecek vaziyetlerin belirmesinde daima etken olmuşlardır. Milletimizin önünde açılan kurtuluş ufuklarında kesintisiz yol almasına engel olmaya çalışanlar, hep bu müesseseler ve bu müesseselerin mensupları olmuştur. Türk milletinin bunlardan daha büyük düşmanı olmamıştır.”

Cumhuriyet’imizi ortadan kaldırmak isteyen güçler anarşi ve terör ortamı yaratarak devlet otoritesini sarsmaya yönelik isyanlar çıkardılar. İsyancılar özellikle çok partili hayata geçiş için atılan adımları eskiye dönüş hareketi olarak yorumlayıp laik, demokratik devlet yapımızı ortadan kaldırmak istediler. Yeni kurulan partileri cumhuriyet karşıtı duruma düşürerek siyasi hayatlarının kısa sürmesine neden oldular ve ülkemizde çok partili hayata geçişi geciktirdiler. Diğer yandan bölücü propagandalar yaparak millî birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalıştılar.
Cumhuriyet’imize yönelik bölücü ve yıkıcı hareketlere girişenlerin en büyük destekçileri yabancı devletler oldu. Özellikle Türkiye ile İngiltere arasında devam eden Musul görüşmeleri sırasında çıkan Doğu İsyanı’nda İngilizler önemli rol oynadı. İngiltere söz konusu isyanı teşvik edip karışıklık çıkararak Musul’u topraklarına katmaya hazırlanan Türkiye’nin dikkatini dağıttı. Milletler Cemiyeti karşısında Türkiye’yi iç güvenliğini bile sağlamakta zorlanan bir ülke gibi göstererek Musul Sorunu’nu kendi çıkarları doğrultusunda çözdü.

Cumhuriyet’imizin ilk yıllarında ülkemize karşı tehdit oluşturan devletlerden bir diğeri İtalya idi. Egemenlik sahasını Türkiye’nin millî çıkarlarını ve güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde Doğu Akdeniz’e doğru genişletmek isteyen İtalya, yayılmacı bir siyaset izliyordu. Türkiye çevresindeki bu ve benzeri tehditlere karşı bağımsızlığından asla taviz vermeden diplomasi yoluyla mücadeleyi tercih etti. Saldırgan devletlere karşı komşu ve dost ülkelerle iş birliği yaparak, savunma amaçlı ittifaklar kurarak sınırlarını korumaya çalıştı.

Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan itibaren asılsız soykırım iddialarıyla toprak bütünlüğünü bozmaya çalışan unsurların da hedefi olmuştur. Bu unsurlar ya doğrudan kendileri saldırarak ya da bölücü ve yıkıcı örgütleri destekleyerek ülkemizi istikrarsızlığa sürükleme gayesi gütmüşlerdir.

Türkiye Cumhuriyeti varlığına ve bağımsızlığına yönelen tehlikelerle ilk günden itibaren büyük bir kararlılıkla mücadele etti. Cumhuriyet hükümetleri derhâl önlemler alıp isyan hareketlerini büyümeden bastırarak devlet otoritesini yeniden hâkim kıldılar. Böylece ülkede huzur ve güven ortamını sağladılar.

Cumhuriyet’imize ve inkılaplarımıza yönelen tehditler karşısında Türk milleti de devletinin yanında yer aldı. Varlığımızı ve bağımsızlığımızı hedefleyen girişimler başta gençler olmak üzere toplumun her kesiminden insanın katıldığı mitinglerle protesto edildi. Yapılan açıklamalarda bu tür saldırıların cumhuriyete olan sevgiyi ve bağlılığı daha da güçlendirdiği mesajı verildi.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

8. Sınıf İnkılap Ders Kitabı Cevapları Dersdestek Yayınları Çözümleri Sayfa 151

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tehdit unsurlarına karşı mücadelesini dün olduğu gibi bugün de kararlılıkla sürdürmektedir. Bu mücadelede devlet kurumlarının yanı sıra vatandaşlara da önemli görevler düşmektedir. Türk vatandaşları, her şeyden önce tehdit unsurlarının psikolojik harp taktiklerine karşı uyanık olmalı ve bunlara cevap verecek fikrî güce sahip bulunmalıdır. Bunun için de özellikle Türk gençliğinin Türkiye Cumhuriyeti’ne, Türk toplumuna, cumhuriyet yönetimine, Türk millî değerlerine ve kültürüne bağlı şekilde yetiştirilmesi gerekmektedir.
Atatürk, Cumhuriyetimizi korumanın önemini “Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri tahsilin sınırı ne olursa olsun, her şeyden evvel Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine, millî geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir. Böyle bir mücadelenin gerektirdiği unsurlarla donanmamış fertlere ve bu fertlerden oluşan toplumlara hayat ve bağımsızlık yoktur.”(1) sözleriyle dile getirmiştir.

Türk milleti Atatürk’ün yukarıdaki öğüdüne bağlılığını ve bunun gereklerini yerine getirmeye hazır olduğunu 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan hain darbe girişimi karşısındaki tepkisiyle göstermiştir. O gece millî iradeyi yok sayarak demokrasimizi ortadan kaldırmayı hedefleyen FETÖ’nün silahlı kuvvetlerimizin içinde yapılanmış unsurları; devletimizin tanklarını, uçaklarını, helikopterlerini gasbederek bunları milletimize karşı kullanmışlardır. Ancak Türk milleti, bu darbeye sessiz kalmamış ve Cumhurbaşkanı’mızın çağrısıyla kadını erkeği, genci yaşlısıyla alanlara çıkmıştır (Görsel 5.5). Tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet uğruna canını vermekten çekinmeyen insanlarımız, tankların önüne korkusuzca yatarak göğsünü kurşunlara siper etmiştir. Böylece hain darbe girişimini bastırarak bir demokrasi destanı yazmıştır.
15 Temmuz 2016, tarihimize “Demokrasi ve Millî Birlik Günü” olarak geçmiştir. Millet iradesinin karşısında hiçbir gücün duramayacağını ifade eden bu günün anlam ve önemini iyi kavramalıyız. Bu vesileyle çok çalışarak ve vatanımıza karşı sorumluluklarımızı yerine getirerek demokrasi ve millî birlik uğruna can veren şehitlerimize layık olmalıyız.

  • Cevap: *Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

8. Sınıf İnkılap Ders Kitabı Çözümleri Dersdestek Yayınları Sayfa 150-151 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!