Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri

9. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı 4. Ünite Cevapları

9. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı 4. Ünite Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı 4. Ünite Cevapları

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 4. Ünite Çözümleri Sayfa 8

İki katır yürüyormuş yan yana,
Biri yulaf yüklüymüş, biri para.
Köylülerden tuz vergisi toplamışlar,
Koca bir heybe dolusu mangır.
Para yüklü katırda bir çalım, bir çalım, Başı havalarda,
Boynunda çıngırak şıngır mıngır: Zenginim zengin der gibi, sağa sola. Derken eşkıyalar sökün etmiş;
Doğru vergi katırının üstüne tabii… Yakalamış geminden, durdurmuşlar.
Katır diretmiş, savunmaya kalkmış parayı. Eşkıyalar da veryansın etmiş sopayı.
İşte o zaman ağlamış katır,
Ve dert yanmış tanrılara:
– Ben böyle mi olacaktım, demiş,
Yulaf yüklü katıra
Fiske bile vurulmasın da,
Ben dayak yiyeyim ölesiye!
– Ya, kardeş, demiş öteki,
Yüksek işler iyilik getirmez her zaman; Yulaf taşımakla kalsaydın benim gibi, Başına bir bela gelmezdi.

1. Bu parçadaki olay, yer, zaman ve varlık kadrosu aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?

  • Cevap: A

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 4. Ünite Çözümleri Sayfa 9

2.
I. “Ben böyle mi olacaktım, demiş,” dizesine “mi” soru edatı koşul anlamı katmıştır.
II. “Fiske bile vurulmasın da,” dizesine “bile” bağlacı “da, de, dahi” anlamı kazandırmıştır.
III. “- Ya, kardeş, demiş öteki;” dizesinde “ya” ünlemi seslenme işlevinde kullanılmıştır.
IV. “Zenginim zengin der gibi, sağa sola.” dizesinde “gibi” edatı “o anda, tam o sırada” anlamında kullanılmıştır.
V. “Eşkıyalar da veryansın etmiş sopayı.” dizesine “da” bağlacı “görecelik” anlamı katmıştır.
Bu parçayla ilgili numaralanmış yargılardan hangileri doğrudur?

A) I ve II
B) I ve III
C) II ve III
D) III ve IV
E) IV ve V

  • Cevap: C

3. Önce maymunun şimdi ise parsın bu güzel jesti karşısında gözleri parlayan gezgin, kendi kendine söylenir: “Bu hayvanlar iyiliğime karşılık bunları verdikten sonra Allah bilir kuyumcu neler ikram edecek? Oh be, değme keyfime! En kötü olasılık, kuyumcunun -Allah göstermesin- yoksul olsun, ne çıkar! En azından elimdeki ziynetleri başkalarına satıp komisyonunu aldıktan sonra gerisini bana verir ve böylece ben de köşeyi dönerim.” Bu düşüncelerin tatlı hayaliyle geze geze nihayet kuyumcunun evine gelir gezgin. Kuyumcu onu birden karşısında görünce inanamaz, gözlerini ovar. Emin olduktan sonra: “Hoş geldin, sefalar getirdin.” diye karşılar. Alıp evine götürür daha sonra. Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Pars ve maymunun güzel davranışı
B) Kuyumcunun cömertliği
C) Gezginin kuyumcudan beklentisi
D) Ziynet eşyalarının değeri
E) İki dostun karşılaşması

  • Cevap: C

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bağlaç kullanılmıştır?

A) Çok eski zamanlarda bir padişah yaşarmış.
B) Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik.
C) Hem aslan hem de fare bilmiyormuş ne yapacağını.
D) Karga, tilkiye kırılıyormuş içten içe.
E) Aah, ah! Nasıl pişmanım, demiş ağustos böceği.

  • Cevap: C

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 4. Ünite Çözümleri Sayfa 10

5. Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim… Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu dizelerdeki altı çizili ekin yerine gelebilecek bir edat kullanılmıştır?

A) Bir iş yapmak için neden yarını bekliyorsun?
B) Küçüklerin büyüklük taslaması kadar tehlikeli bir şey yoktur.
C) Koştuğumda yanımda olanlar değil düştüğümde kaldıranlar dostumdur.
D) Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol!
E) Azla mutluluk, çokla didişmekten iyidir.

  • Cevap: D

6. Bir memleketin birinde Sülün kız derler, bir kız varmış. Ne kimsenin bir tüyüne dokunur, ne de yerdeki karıncayı incitirmiş ama Allah kalbine göre vermemiş. Günün birinde babasını elinden alınca bir korku gelip dalına binmiş: “Ne bir dağda yağmurumuz var ne bir bağda yaprağımız var; sönen ocağımızı ne ile yakacağız? diye, düşündükçe düşünür; ömrünü, gününü tüketirmiş… Anası bu korkuyu gözünden okuyunca: “A Sülün kızım demiş, ne diye kara kara düşünüp durursun? İki el, bir baş içindir; geçinmeyecek ne başımız var! Ben çulha dokurum, sen gergef işlersin, gül gibi geçinip gideriz…” Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki altı çizili sözcük gruplarından herhangi biriyle anlamca eşleştirilemez?

A) Ancak kendi geçimini sağlayabilmek, başkalarına yardım edecek bir durumda olmamak
B) Pek geniş olmayan bir imkânla rahat, sıkıntısız yaşamak
C) Yanlış bir karara varmak
D) Çok üzüntülü olmak, düşünceye dalmak
E) Çok merhametli, ince duygulu olmak

  • Cevap: C

7. Yoksul fare, koca ormanda hep korku içinde yaşarmış. Tilkiden korkar, kurttan ödü kopar, en çok da yaban kedisini görünce dehşete düşermiş. Bırakın bu yabani hayvanları, etrafında bir dal çıtırdasa yüreği ağzına gelir; korkudan bayılacak gibi olurmuş. Farecik, bu korkuya dayanamayacağını anlayınca ormanın kralı aslana gidip kendisini tüm korktuklarından korumasını istemiş. Fakat aslan, farenin bu ricasını hadsizlik olarak niteleyip fareyi huzurundan kovmuş. Bu parçanın türü ve anlatım biçimi aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?

A) Masal – öyküleme
B) Hikâye – öyküleme
C) Efsane – betimleme
D) Fabl – öyküleme
E) Roman – betimleme

  • Cevap: D

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 4. Ünite Çözümleri Sayfa 11

8. Evvel zaman içinde Şehr-i Bağdat’ta geçimini hamallıkla sağlayan genç ve yakışıklı bir adam varmış. Her gün küfesini sırtlanıp çarşı pazar dolaşıp kısmetini ararmış. Yine bir gün pazarda küfesine yaslanmış derin düşüncelere dalmışken ipekli giysiler içinde, varlıklı olduğu her hâlinden belli olan bir hanımın karşısında durduğunu fark etmiş. Silkinip kendine geldiğinde peçesinin arasından uzun kirpikleri, iri gözleriyle büyüleyici bir güzelliğe sahip bu hanım peçesinin altından narin bir sesle “Küfenizi alıp gelin!” demiş. Bu parça masalın hangi bölümünden alınmıştır?

A) Döşeme
B) Serim
C) Düğüm
D) Çözüm
E) Dilek

  • Cevap: B

9. Ünlü bir göz hekimi olan divan şairi Şeyhi’ye, Çelebi Sultan Mehmet’in göz hastalığını iyi ettiği için Tokuzlu köyü tımar olarak verilmiştir. Şeyhi Tokuzlu köyüne giderken tımarın eski sahiplerinin saldırısına uğramış, başına gelenleri sembolik biçimde eserinde anlatmıştır. Bu eser 126 beyitten oluşan bir mesnevidir. İnsanlar arasında geçebilecek olayları teşhis ve intak sanatlarından yararlanarak hayvanlar aracılığı ile anlatmıştır. Bu parçada sözü edilen eser aşağıdakilerden hangisidir?

A) Mantıku’t-Tayr
B) Mesnevi
C) Harname
D) Gülistan
E) Kelile ve Dimne

  • Cevap: C

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde edat, cümleye “yaklaşıklık” anlamı katmıştır?

A) Yaza kadar işler biter.
B) Ders çalışmak için odama çekildim.
C) Evden uçar gibi çıktı.
D) Okula doğru yürürken onu gördüm.
E) Çayı ince belli bardak ile içerim.

  • Cevap: A

11. Bir zamanlar hâli vakti yerinde bir tüccar varmış. Bu tüccar işi gereği ülkeden ülkeye, kentten kente gezer dururmuş. Yine böyle bir yolculuk sırasında yol kenarında uygun bulduğu bir ağacın altında hem serinlemek hem de dinlenmek amacıyla mola vermiş. Açlığını gidermek için azık çantasını çıkarmış. Yemekle birlikte yediği hurma çekirdeklerini gelişigüzel uzaklara doğru savurmuş. Savurmasıyla birlikte aniden bir toz bulutu belirip içinden korkunç, cüsseli bir cin çıkagelmiş. Elinde kılıcı tüccarın karşısına geçip gürlemiş: “Kalk ayağa, sen benim oğlumu öldürdün, ben de seni öldüreceğim!” Tacir: “Ben kimseyi öldürmedim.” demiş. Cin: “Hurmaları yiyip çekirdeklerini fırlattın. Çekirdekler oğluma çarpıp oğlumu yaraladı, hemencecik öldü!” demiş. Bu parçadan hareketle masal ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Kişi ve olaylarda olağanüstülük vardır.
B) Başında bir tekerleme bulunur.
C) Yer ve zaman belirsizdir.
D) Öğrenilen geçmiş zaman ya da geniş zaman kullanılır.
E) Ayrıntılı betimlemelere yer verilmez.

  • Cevap: B

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 4. Ünite Çözümleri Sayfa 12

12. Aşağıdakilerin hangisinde ünlem, cümleye “acıma” anlamı katmıştır?

A) Ey padişahım!
B) Oh oh afiyet olsun!
C) Yazık, çok yazık o güzel sesliye!
D) “Eyvah!” deyip yerinden fırladı, dövünmeye başladı.
E) Yeter artık!

  • Cevap: C

13. Aşağıdaki millet-masal eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?

A) Yunan – Ezop
B) Hint – Kelile ve Dimne
C) Türk – Binbir Gece Masalları
D) Alman – Grimm Masalları
E) Uygur Türkleri – Kalyanamkara ve Papamkara

  • Cevap: C

14. Aşağıdaki parçalardan hangisi bir masaldan alınmıştır?

A) Günlerden bir gün Ay Kağan’ın gözü parladı, doğum sancıları başladı ve bir erkek çocuk doğurdu. Bu çocuğun yüzü gök gibi parlaktı. Ağzı ateş kızılı, gözleri ela, saçları ve kaşları kara idi. Perilerden daha güzeldi. Bu çocuk anasının göğsünden bir defa süt içti, bir daha içmedi. Dile gelmeye başladı. Kırk gün sonra büyüdü, yürüdü, oynadı. Ayağı öküz ayağı gibi, beli kurt beli gibi, omuzları samur omuzu gibi, göğsü ayı göğsü gibi tüylü idi. Yılkı güder, ata biner, av avlardı. Günlerden, gecelerden sonra yiğit oldu.
B) Maliye Veznesinden Tevfik Efendi; banka önünde vezne arabasından inerken nasıl oldu ise ayak bileğini incitmiş, iki gündür hasta, evde yatıyor. Komşuları hatır sormaya geliyorlar. İki gündür evde yaşayış değişmiş, herkesten sıcak bir sevgi görüyor. Karısı, sanki o eski karısı değil tanıdıkları eski tanıdıkları değil. Hepsi değişmişler, hepsinde yalan da olsa tatlı bir sokulganlık, bir yaltaklık var. İki gündür; tavuk suyuna çorba pişiyor, ıhlamur kaynatılıyor, ayağını sadef yağı ile ovup üstüne sıcak tülbent koyuyorlar.
C) Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde analar doğacak çocuklarının beşiğini sallar iken ben sedirde mışıl mışıl uyurken bir ses duyup kalktım. Etrafa şöyle bir baktım. Periler dans ediyor, bitkiler cirit oynuyordu. Başka hiç kimseler yoktu.
D) Adnan artık Belkıs’tan Hidayet’ten kaçmak istiyordu. Süheyla ile evlenecekti. Bir yanda tertemiz karısı… Bir yanda lekesiz dostları: Şair Raif, Dağıstanlı Hoca, bir de Salih Zeki. Darüşşafakadan çıktıktan sonra sahici malumatına tahammül edemeyerek seyrek görüştüğü Salih Zeki. Kendine şaştı: Bu eski arkadaşını o, niçin sevmiyordu?
E) Aslan, kurt ve tilki avlanmak için dağa çıktılar. Birbirlerine yardım ederek çok leziz avlar yakalayacaklardı. Görünüşte üçü arasında bir yakınlık vardı. Fakat işin iç yüzü hiç de öyle değildi. Aslan gücü ve zekâsı ile kurttan da tilkiden de üstündü ama yine de büyüklük gösterip onlara yoldaş oldu.

  • Cevap: C

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 4. Ünite Çözümleri Sayfa 13

15.
I. Kahramanlar bitki, hayvan gibi insan dışı varlıklardır.
II. Olay ve kişilerde olağanüstülük vardır.
III. Evrensel konu ve temalar işlenir.
IV. Sonunda öğüt bölümü bulunur.
V. Ders verme amacı güdülür.
Numaralanmış cümlelerden hangileri masal ve fablın ortak özelliği değildir?

A) Yalnız I
B) I ve IV
C) II ve III
D) III ve IV
E) IV ve V

  • Cevap: B

16. Aşağıdakilerin hangisinde “ancak” sözcüğü edat olarak kullanılmıştır?

A) O ancak senin gibi biriyle dost olabilir.
B) Sen kendi çocuklarının karnını ancak doyuruyorsun.
C) Kaçmaktan yana değilim ancak başka çarem yok.
D) Arkadaşlarımın dediklerini anladım ancak onlarla aynı düşüncede değilim.
E) Rum elçilerin kılavuzluğunda, beş gün beş gece at süren ordu vadiye gece ancak ulaşabilmiş.

  • Cevap: A

17. Bacı kardeş ciğerdir, birbirinden ayrılır mı ( ) Geceleri baş başa verip başlarına gelenleri bir söyler ( ) iki dökerlermiş. Günlerden bir gün yine birbirlerine dert yanarlarken, üvey anaları olacak, uğrun uğrun gelip de kapıyı, bacayı dinlemesin mi ( ) Kuzgun misali üstlerine yürüyerek ( ) “Bre baş belaları, demiş; yine baş başa verdiniz de ne çorap örüyorsunuz başıma ( ) Bu parçada yay ayraçla belirtilen yerlere aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri sırasıyla getirilmelidir?

A) (!) (,) (?) (:) (?)
B) (?) (;) (!) (,) (!)
C) (.) (,) (?) (.) (!)
D) (.) (;) (?) (,) (?)
E) (:) (;) (!) (:) (!)

  • Cevap: A

18. (I) Çaydanlıkdan bir şarkı söylemesini istemişler ama o soğuduğunu öne sürerek özür dilemiş. (II) Sadece kaynarken şarkı söyleye biliyormuş çünkü. (III) Çaydanlığın bu tavırı burnu büyüklük olarak değerlendirilmiş. (IV) Herkes onun sadece efendilerinin huzurunda şarkı söylemek istediğini, kendilerini küçümsediğini düşünmüş. (V) Pencerenin kenarında, hizmetçi kadının yazı yazmakta kullandığı eski bir kaztüyü oturuyormuş. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yoktur?

A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V

  • Cevap: D

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 4. Ünite Çözümleri Sayfa 14

19. Günlerden bir gün ormanda aslanların en heybetlisi derin bir uykuya dalmış. Yuvasında mışıl mışıl uyurken birdenbire sıçramış. Gözlerini açınca bir de ne görsün, yanı başında bir fare. Öfkeyle doğrulmuş, sen beni ne hakla uyandırırsın demiş ve tam da fareyi tuttuğu gibi ağzına götürürken farecik:
– Lütfen beni bağışla, bir gün mutlaka bu iyiliğinin karşılığını öderim demiş. Aslan büyük bir kahkaha atmış. Haydi bakalım öyle olsun, yoluna git demiş.
Gel zaman git zaman aslan, avcılar tarafından yakalanıp iple bir ağaca bağlanmış. Onun kükremelerini duyan fare; gelip ipi dişleriyle koparmış, aslanı kurtarmış ve:
– Sana iyiliğinin karşılığını öderim dediğimde benimle alay etmiştin, demiş.
– Unutma ki bir farenin bile her zaman bir aslandan üstün yanları vardır.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?

A) Ne kadar güçlü olursak olalım kimseyi küçümsememeliyiz.
B) Yaptığımız iyilikler bize bir gün iyilik olarak dönecektir.
C) Her insanın mutlaka başarılı olduğu bir alan vardır.
D) Bazen yardım, hiç ummadığımız yerden gelir.
E) Büyük çıkarlar elde etmek için küçük fedakârlıklar yapılabilir.

  • Cevap: E

20. Bir varmış, bir yokmuş, develer tellal iken, pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken bir memleketin birinde iyiler iyisi bir padişah varmış. Her şeyi varmış ama hiç çocuğu yokmuş. Yaşı ilerledikçe bu yüzden kederi artıyormuş… Bir gün akıllı bir pir-i fani, padişahın derdini öğrendikten sonra, “Kolayı var.” demiş. “Siz şimdi bir bahçe yaptırın, içinde güller, çiçekler, havuzlar, daha neler neler olsun.”. Padişah, bir bahçe yaptırdı ki dillere destan. Ama gel gelelim ne evlat var ne de bir müjdeli haber. Bu sefer de kafası iyice bozulur ve başlar bahçeyi dağıtmaya. Ezer, çiğner, dağıtır. Hanımı güç bela, yalvar yakar durdurabilmiş. Zaten hanımı, bahçe yapıldığı günden beri bahçeden çıkmazmış. Ağaçlarla, konuşurmuş. Bu hâllere dayanamayan yaşlı bir elma ağacı dile gelmiş: “Benim filizlerimden al, dik. Bir gün sana elma verir. Yarısını sen ye, yarısını da padişaha yedir.” demiş. Kadın filizi dikmiş, fidan olmuş, ağaç olmuş. Yedi yıl geçmiş, bir elma vermiş. Elma da elma hani; bir yanı al, bir yanı beyaz. Kadıncık durur mu? Almış elmayı, bölmüş. Yarısını kendisi yemiş, yarısını da padişaha yedirmiş. Aradan geçmiş dokuz ay on gün, nur topu gibi bir oğulları olmuş. Kurulmuş meydan, çalmış davullar. Kırk gün, kırk gece olmuş oyunlar. Gökten üç elma düştü. Kimin ne muradı varsa onun başına. Bu masalın kahramanları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Padişah umutsuz ve öfkeli bir insandır.
B) Padişahın hanımı sabırlı ve umutludur.
C) Bazıları insan dışı varlıklardan seçilmiştir.
D) Dileklerinin yerine gelmesi için mücadele etmektedirler.
E) İyiler ödüllendirilirken kötüler cezalandırılmıştır.

  • Cevap: E

9. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı 4. Ünite Çözümleri ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!