Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Öğün Yayınları

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 146 Cevapları Öğün Yayınları

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Öğün Yayınları Sayfa 146 ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 146 Cevapları Öğün Yayınları

— Güzele ağırbaşlılık yaraşır, dedi Don Kişot. Amacım sizlere hizmet etmektir.
Kadınlar böyle laflara alışık değillerdi. Bu kibar dil ve şövalyenin kılığı onların gülme isteğini iyice artırıyordu. Şövalyemiz de yavaş yavaş kızmaya başlamıştı. Ama tam bu sırada hancı göründü. Şişman olan hancı gayet şık ve zarif giyinmişti. Garip giysili adamı görür görmez, en az kızlar kadar gülme isteğine kapıldı. Tedbiri elden bırakmayarak nazik konuşmaya karar verdi. Hancı:
— Sayın şövalyem! diye söze başladı. Emirleriniz başımız üstüne! Ancak şövalyemiz yatacak yer arıyorlarsa yerimiz kalmadı. Başka ne dilerseniz dileyiniz!
Don Kişot, şato sahibinin alçak gönüllü tavrı karşısında (Çünkü hanı şato, han sahibini de şato sahibi görüyordu.) şu yanıtı verdi:
— Benim süsüm silahlar, yatağım ise savaşlardır! Hancı kurnaz kurnaz bıyık altından gülerek:
— Öyleyse, senyör! dedi. Yatağınız kara taş, uykunuz da bir nöbet olsun! Burada sadece bir gün değil, bütün ömrünüzce uyumadan kalabilirsiniz!
Sonra da bir iki adım atarak şövalyemize yaklaştı. Kahramanımızın atından inmesine yardım etti.
Hancı Rocinante’yi ahıra götürdü. Sonra şövalyenin yanına döndü. Kızlar konuğun zırhını çıkarıyorlardı. Göğüs ve sırt kısımlarını kolayca çıkarmışlardı ama miğferi bir türlü çıkaramıyorlardı. Miğferi çıkarabilmek için düğmelerini kesmeleri gerekiyordu. Buna da şövalye izin vermiyordu. Bu nedenle de geceyi kafasındaki garip tolgasıyla geçirdi.
Don Kişot, kızları şatoda oturan soylu hanımlar olarak gördüğü için, onlara:
“Tarihte hiçbir şövalye,
Bu şatoya gelen
Manchalı Don Kişot kadar
İtina görmedi kadınlardan.
Soylu hanımlar hizmetinde
Atınaysa prensler bakıyordu.”
gibi dizeler okuyordu. Handakiler böyle tumturaklı laflara alışkın olmadıkları için aval aval bakıyorlardı. Sadece şövalyeye:
— Bir şeyler yer miydiniz? diye sordular.
Don Kişot:
— Ne olursa olsun yerim, diye yanıt verdi.
Aksilik bu ya, o gün handa alabalık yavrusundan başka hiçbir yiyecek yoktu. Şövalyeye alabalık yavrusu yiyip yemeyeceği sorulunca:
— Ha yavrusu, ha kendisi fark etmez! dedi. İnsan silah talimine ve onların ağırlığına ancak dolu mideyle dayanabiliyor.
Hava sıcak olduğu için, kapının önüne bir masa hazırlandı. Hancı şövalyenin önüne olabildiğince tuzlanmış alabalık yavruları ve siyah bir ekmek getirdi.
Ancak yemeğini yiyebilmesi olanaksızdı çünkü başındaki miğfer ellerini ağzına götürmesini engelliyordu. O nedenle yemeğini kızlardan biri yediriyordu. Don Kişot bu gülünç durumundan çok memnundu. Öyle ya ilk seferi iyi sonuç vermişti. Büyük bir şatoda yemeğini bile kızlar yedirmişti. Onu üzen tek şey vardı: Henüz şövalye şanı almamıştı. Şövalye olarak kılıç kuşanmamıştı. Aklı fikri hep bu konuda olduğundan, yemeğini yarıda bırakarak hancıyı ahıra çağırdı. Burada hancının ayaklarına kapanarak:
— Çok değerli şövalye, sizden insanlığın yararına olacak bir ricam var! Bu ricamı yerine getirene değin yerden kalkmayacağım, diye üzgün bir sesle konuştu. Hancı şaşırmıştı. Şövalyeyi yerden kaldırmaya çalıştı ancak başaramayınca Don Kişot’un isteğini kabul etti.
Don Kişot:
— Ben de sizden bunu bekliyordum senyör! dedi. Sonra:

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

9. Sınıf Öğün Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 146 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
4
angry
2
clap
1
sad
1
unlike
0
happy
0
love
0
confused

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!