Şimdi Yaya Kaldın Tatar Ağası Deyimi Açıklaması, Hikayesi, Anlamı Kısaca
Şimdi Yaya Kaldın Tatar Ağası Deyimi Açıklaması, Hikayesi, Anlamı Kısaca
Anlamı:
Güvendiğin bel bağladığın şey çürük çıktı.
Hikayesi:
Eskiden Tatar erkekleri atla alınan uzun yol şartlarına ve eşkıyalara karşı dayanıklı oldukları için uzun mesafe posta taşımacılığı işi onlara verilirmiş ve adlarına da ‘posta tatarı’ denirmiş. Daha sonraları bu isim genelleşmiş ve posta taşıyanların hepsine böyle denilmiş. Tabii çok uzun mesafe gittikleri için bu postacılar yol üzerindeki hanlarda, kervansaraylarda mola verirlermiş.
Yine bir gün bir posta tatarı yorulmuş, önündeki ilk handa mola vermiş. Dinlensin diye atını dışarıda bırakıp hana girmiş. Güzel bir yemek ısmarlayıp afiyetle yemiş. Karnı doyunca çenesi de açılmış. Etrafmdakilere övünmeye başlamış. “Ben var ya ben,” demiş, “at sırtında doğmuşum. Daha yürümeden at sürmeyi öğrenmişim. Hayatım hep at üzerinde geçti. Bir yerden bir yere yayan yürüdüğümü bilmem. Çok yerler gördüm, çok insanlar tanıdım, çok sefalar sürdüm. Yani övünmek için söylemiyorum ama resmen at üzerinde saltanat sürüyorum.”
O sırada hanın kapısı açılmış. İçeri zaptiyeler dolmuş. Meğer azılı bir eşkıyanın peşindelermiş. Zaptiyelere at lazımmış. Hemen handaki bütün atlara el koymuşlar. Tatar itiraz edecek olmuş ama zaptiyelerden korkmuş. Zaptiyelerin başı, tatarı görünce, “Ağa, adamlarım dinlenene kadar yürüyerek git, karşı handan da hayvan bul getir” demiş. Tatar çaresi yok düşmüş yola. Tam kapıdan çıkarken handakilerden biri demiş ki “İşte şimdi yaya kaldım Tatar ağası!”
******************
İşte böyle, insanın güvendiği dağlara kar yağdığını, inandığı kişiler tarafından yarı yolda bırakıldığını anladığı durumlar için kullanılır bu deyim.