Mavicilerin Genel Özellikleri
Mavicilerin Genel Özellikleri
Mavi Grubu Hakkında Bilgi
Mavi Akımının Genel Özellikleri
Mavi Akımın Temsilcileri
Mavi Akımı ve Attila İlhan
Mavi grubu; Teoman Civelek, Ülkü Arman, Bekir Çiftçi, Güner Sümer, Ümran Kıratlı tarafından Ankara’da neşredilen, adını “hürriyetin ve barışın renginden alan” Mavi dergisi etrafında teşekkül eden edebî topluluğun adıdır. Mavi dergisinin ilk sayısı 1 Kasım 1952’de yayımlanmıştır. 1 Ekim 1954’e kadar aynı adla, 1 Aralık 1954’ten 1 Nisan 1956’ya kadar Son Mavi adıyla çıkmıştır. Derginin ilk sayısında Teoman Civelek’in kaleme aldığı “Mavi’nin Düşündürdükleri” serlevhalı yazı, grubun bildirisi mahiyetindedir:
“Mavi Bildirisi: Mavi ’nin Düşündürdükleri Millî Kurtuluş Savaşı ’ndan beri geçen zaman fasılası; tabiat ile ve cemiyetin insiyaki kuvvetleriyle yapılan çetin mücadelelerin zaferleriyle doludur. Türk inkılabını iki ayrı cephe üzerinde ilerleyen bir millî ve sosyal hareket olarak vasıflandırabiliriz. Bir taraftan saltanat idaresinden kendisine intikal eden çıplak yurt topraklarını, ham tabiat malzemesini, madde kaynaklarını işlemiş, diğer taraftan dağınık bir cemiyeti millî istiklal ruhu ve fikri etrafında toplamıştır.
İnkılaplar, yüksek bir fikrin ve hâkim bir prensibin cemiyet hayatında ve cemiyet mikyasında hakikat olmasıdır. Fakat inkılapçı ruh ve fikir, bir cemiyet tarihinin gidişinde yeni bir devrin doğuşuna başlangıç olacak bir kahramanın iradesinde yaratılmadıkça bir kıymet alamaz. Türk milleti, başardığı inkılaplarda kudretinin kaynağını Mustafa Kemal ’in iradesinde buldu. Mustafa Kemal, tarih hadiselerinin ve sosyal zaruretlerin doğurduğu bir kahraman olmakla beraber, en yüksek ferdî vasıfları nefsinde toplamış bir üst-insandı. Türk milletinin maşeri vicdan ve dehasını şahsiyetinde toplamış olan Mustafa Kemal, bir tarih yaratmış ve bu tarihin de başlı başına bir yaratıcısı olmuştur.
Bütün inkılaplar, köklerini cemiyetin inkişaf şartlarından almış olmalarına rağmen, daima yeni bir nesil yaratmışlar ve özlenilen sosyal yapının kurucusu olacak yeni bir insan tipini yontmuşlardır. Kafa, ruh, et ve kemiğimizle kendimizi inkılap davasına verdik. Mustafa Kemal sevgisi bir şarkı gibi dudaklarımızda dolaşıyor. O, kafamızda nur, yüreğimizde imandır. Bozkırlar çevresi içinde yaşayış, yaratış ve çalışma terbiyesi alacağız. Biz, memleketimizin fikir ve sanat kalkınmasında birer ‘Er ’ olarak çalışmak azmindeyiz. Şunu da belirtmek isteriz ki, fikir ve sanatı, sosyal bir sınıf veya zümrenin bir kavga bayrağı olarak kullanmayacağız.
‘Hürriyet ’in ve ‘barış ’ın rengi olan ‘Mavi ’, memleket bütünlüğü içinde çalışmayı kendisine hedef bilmiştir. Bu toprağı, insanları ile, düşünce ve duyguları ile, kaderi ile, yani, bütünü ile kavrayan fikir ve sanat adamları safımızda yer alabilirler. Bu ilk sayımızda okurlarımıza uçsuz bucaksız masmavi göklerin, en engin mavi denizlerin sonsuzluğunca selam ve sevgiler. ” (Civelek, 1952: 4) Anadolu’nun kalkınmasının sanat, siyaset, teknik ve ilim alanında halka, Anadolu’ya yönelişle sağlanabileceği üzerinde duran Mavi’de, halk edebiyatına eğilen yeni şiirin ölümsüzlük sırrına ereceği; yeniliğin dışta, şekilde değil; özde, içte bulunduğu vurgulanırken klasik şiir soyut; hayattan, tabiattan kopuk olarak değerlendirilir. Sanatçıların mensubu bulunduğu toplumu duyması, düşüncelerinde o toprağın sesi olması hâlinde eserlerinin ulusal sanatı yansıtacağı ve bu eserlerin hem millî hem de evrensel özelliği bünyesinde barındıracağı dile getirilir.
Yazar kadrosuna Attilâ İlhan, Muzaffer Erdost, Ferit Edgü, Ali Püsküllüoğlu, Avni Dökmeci, Ömer Faruk Toprak, Oğuz Ankanlı, Ferit Edgü, Bumin Gaffar müstear adıyla Fikret Hakan, Orhan Çubukçu gibi isimlerin de katılması ile bir yandan zenginleşen dergi bir yandan da sanat anlayışında değişikliğe giderek toplumsal gerçekçi kimliğe bürünür ve 1954’ten itibaren asgari müşterekte birleştikleri Hisar dergisi ile fikrî ve edebî konularda münakaşalara başlarlar.
Derginin yayım politikasını değiştirmesinde en büyük rolü oynayan kişi sosyal realizmi benimsemiş olan Attilâ İlhan’dır. Yalnızca yukarıdaki meselelerle Hisar7 a karşı değil, aynı zamanda Garip akımına karşı da tavır alırlar. Örneğin Attilâ İlhan, Mavi’nin 1 Temmuz 1954 tarihli 21. sayısında Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat Horozcu’yu “Bobstiller şiirde ve sanatta yapmak istediklerini açık ve seçik bir şekilde açıklayamamışlardır. Sosyal izahları yoktur. Hatta doğru dürüst bir izahları yoktur. Sadece form üzerinde bazı paradokslar yapmışlardır.” (İlhan, 1954: 1) diyerek eleştirmiştir.
Yunus Emre’nin çizgisini takip etmek için yola çıkan Maviciler, sonrasında kendilerini ifade edebilmek için kullandıkları toplumsal gerçekçi sanat anlayışına uygun yazılar kaleme almışlardır. Dergideki sanat/edebiyat tartışmalar/eleştirileri İkinci Yeni hareketine zemin hazırlamıştır. Mavi yayım hayatından çekildikten sonra yazarlarının bir kısmı İkinci Yeni’ye dâhil olmuşlardır.