Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
Psikoloji Ders Kitabı Özgün Matbaacılık

Psikoloji Ders Kitabı Cevapları Özgün Matbaacılık Sayfa 76

Psikoloji Ders Kitabı Sayfa 76 Cevapları Özgün Matbaacılık‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

Psikoloji Ders Kitabı Cevapları Özgün Matbaacılık Sayfa 76

Algısal Değişmezlikler

İnsan algısında, nesne algılamaya ilişkin kuvvetli bir eğilimin yanı sıra büyük bir istikrarlılık vardır. Örneğin; bir insan bize yaklaştıkça boyu değişiyor gibi görünmez, hâlbuki retinamıza düşen imge gittikçe büyümektedir. Ya da bir pencerenin önünde durduğumuzda ağ tabakamıza dikdörtgen şeklinde bir imge düşer. Bu şekle yandan bakarsak şekil, yamuk şekline dönüşür fakat biz hâlâ dikdörtgen olarak görmeye devam ederiz. Bütün bu değişik durumlar, nesnenin daha önce öğrenilmiş olan nitelikleriyle görüldüğünü örneklemektedir. Fiziksel uyarımdaki farklılıklara rağmen, nesnelerin görüntüleri algı düzeyinde değişmez kalır. Bu tür istikrarlığa “algısal değişmezlik” denir.

Şekil Değişmezliği: Yanda verilen pencere örneği şekil değişmezliği ilkesi ile ilgilidir. Ne olduğunu bildiğimiz bir nesnenin şekli ne taraftan bakarsak bakalım hep aynı kalır. Burada önemli olan o nesneye olan aşinalığımız, neye benzediği konusunda önceden olan öğrenmemizdir.

Büyüklük Değişmezliği: Nesne bizden uzaklaştıkça nesnenin ağ tabaka üzerine düşen imgesi küçülür. Buna rağmen bizler nesneleri aynı büyüklüğünde görürüz. Bu olay büyüklük değişmezliğidir. Bunun iki etkisi vardır. İlki şekil değişmezliğinde de bahsettiğimiz aşinalık, önceden bilme durumudur. Diğer etken ise uzaklıktır. Eğer bir nesneye aşina değilsek ya da nesne, herhangi bir büyüklükte olabiliyorsa büyüklük değişmezliği ancak nesnenin ne kadar uzakta olduğu bilinerek korunabilir.

Parlaklık Değişmezliği: Nesnelerin üzerine düşen ışık miktarından bağımsız olarak nesnelerin rengi konusunda değişmez algıya sahip olmaktır. Örneğin; kömürü güneş ışığında da gece ay ışığında da siyah olarak görmemiz, renk değişmezliğinden kaynaklanmaktadır.

Derinlik Algısı: İnsan gözünün ağ tabakası iki boyutlu olduğu hâlde nesneleri üç boyutlu görebiliriz. Peki, bu nasıl olmaktadır? Bilim insanları bu sorunun cevabını gözle ilgili derinlik ipuçlarında ve çevresel niteliklerde bulmuşlardır. Bu ipuçlarından, bir gözün yeterli olduğu ipuçlarına moneküler, iki gözün yeterli olduğu ipuçlarına binoküler ipuçları demişlerdir. Moneküler ipuçları; doğrusal perspektif, açıklık, araya girme, gölgeler, dokum ve harekettir.

Doğrusal perspektif; büyüklükleri bilinen nesnelerin uzaktayken yakında olmalarına oranla birbirlerine daha yaklaşmış görünmeleridir. Yani paralel olan çizgiler, bizden uzaklaştıkça birbirlerine yaklaşıyormuş gibi görünür. Demir yolunda durup ileri doğru baktığımızda raylar birbirine yaklaşıp ufukta birleşiyor gibi görünür.

Açıklık; havanın açıklığı uzaklıkla değişir ve bu da bir tür ipucu görevi yapar. Hava biraz puslu iken uzaktaki nesneler bulanık görünür fakat yakındaki nesneler ayrıntılarına kadar seçilebilir.

Düşünelim, Cevaplandıralım

İnsan yaşamında derinlik algısı olmasaydı neler olurdu? Örneklendirmeye çalışınız.

  • Cevap:

Psikoloji Ders Kitabı Özgün Matbaacılık Yayınları Sayfa 76 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!