Gökkuşağı Hikaye
“Gökkuşağı Hikaye” okumak için aşağıdaki yayınımızı inceleyiniz.
Gökkuşağı Hikaye
Bir zamanlar göklerde yaşayan yedi renk varmış. Bu yedi renk sürekli tartışırmış. Aslında aralarında çok da büyütülecek bir konu yokmuş. Ama yine de onlar küs kalır birlikte oynamazlarmış.
Kırmızı :
-Ben ateş rengiyim. Siz gelirsiniz kül olursunuz.
Mavi:
-Ben gökyüzü rengiyim. Ben izin vermediğim sürece buraya gelemezsiniz.
Yeşil:
-Ben; yaprak, ağaç rengiyim. Ben izin vermediğim sürece hiçbiriniz bahçeye giremezsiniz.
Mor:
-Üçünüze de gelmek isteyen olmaz zaten.
Sarı:
-Ben Güneş rengiyim. Bu da hepinizden daha üstün olduğumu gösterir.
Turuncu:
-Siz sadece övünün ben sizden daha iyiyim. Zaten Güneş bile benim rengimle batar.
Lacivert:
-Siz iyiyim deyin ben mükemmelim.
Bu tartışmalar gün boyu sürer, günler bu şekilde geçip gidermiş. Güneş bu durumdan çok sıkılmış arkadaşı yağmura bu durumdan bahsetmiş. Yağmur ona çok güzel bir fikir vermiş.
O gece bulutları çağırmışlar. Sabah güneş yeryüzüne doğar doğmaz tüm renklerde yine her gün yaptıkları gibi kendilerini beğenir konuşmalarını, sevgisiz sözlerini birbirlerine söylemeye başlamışlar. Tam o sırada bulutlar güneşin yanına yaklaşmış ve içindeki yağmur yeryüzüne dökülmeye başlamış.
Bu sırada beklenmedik bir ışıkla birden renkler istemeden gökyüzünde bir kuşak meydana getirmişler. Bütün renkler hayret içerisindeymiş. Aslında hiç istemeden birden birleşmek zorunda kalmışlar.
Kırmızı çok parlak olduğunu fark etmiş, turuncu ışıldadığını, mavi renginin daha da bir güzelleştiğini fark etmiş. Renkler aslında beraberken daha da parladıklarını, daha güzel olduklarını fark etmişler. Hem ne kadar da özlemişler birbirlerini…
O günden sonra bir daha asla kavga etmemişler. Bütün insanlar onların bu birlik ve beraberliğini görünce hep ayakta onları izlemişler.
“Gökkuşağı Hikaye (Çocuklardan Ev Yapımı Öyküler)” ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
