Hitabe Metni Hazırlanırken Dikkat Edilecek Hususlar
Hitabe Metni Hazırlanırken Dikkat Edilecek Hususlar
Hitabe metni hazırlanırken “dinleyicilerin sayısı, bilgi ve kültürü, yaşlan, cinsiyetleri, işleri, ilgileri vb.” göz önünde tutulmalıdır.
Dinleyici sayısı eğer fazlaysa o kitleyi coşturmak, etkilemek kitle psikolojisi gereği kolaydır; ama sayıca daha az bir kitleyi etkilemek daha yoğun bir çabayı gerektirir.
Konuşmamız dinleyicilerin bilgi ve kültür düzeyine uygun olmalıdır. Bilgi ve kültür düzeylerinin altında veya üstünde bir konuşma da amacına ulaşmaz; çünkü böyle bir durumda dinleyiciler konuşmamıza karşı ya ilgisiz kalırlar ya da konuşmamızdan bir şey anlamazlar.
İnsanın cinsiyetine ve yaşına göre de ilgileri ve dikkatlerinde farklılıklar görülür, konuşma hazırlanırken bu durum dikkate alınmalıdır.
Dinleyicilerin mesleklerinin; davranışları, düşünceleri, ilgi ve beklentileri üzerinde etkisi vardır. Bunun için aynı meslek grubundan kişilere hitap ediyorsak konuşmamızı hazırlarken bu durumu düşünmeliyiz.
Konuşmayı yapacağımız toplantının hangi amaçla düzenlendiğini (anma mı, kutlama mı vs.) konuşmamızın amacını belirlerken göz önünde tutmalıyız.
Konuşmanın nasıl bir yerde yapılacağı (kapalı bir yer, açık hava) ses düzeninin sağlıklı olup olmadığı da bilinmeli ve konuşma metni hazırlanırken bunlar da göz önünde tutulmalıdır.
Toplantıda başka konuşmacıların olup olmadığı, varsa onların konularının ne olduğu, konuşma programı içindeki sıramız ve konuşma süremiz de konuşma metninin niteliğini belirler. Konuşmacıların tekrara düşmemesi ve toplantının bütünlüğü açısından diğer konuşmacıların konuyu hangi açılardan ele alacağından önceden haberdar olunması gerekir.
Konuşmamızı hazırlarken ilk adım, konumuzu seçme ve sınırlamak, ikinci adım amacımızı belirlemek, üçüncü adımsa belirleyip sınırladığımız amaç doğrultusunda bilgi toplama ve son adım da konuşmamızı belirli bir plan dâhilinde oluşturmaktır.
Güzel ve etkili konuşmak için, ne hakkında söz söyleyeceğimizi önceden belirlemeliyiz. Konuyu seçerken, okuduklarımızı, gördüklerimizi, özel ilgilerimizi, deneyimlerimizi vb. göz önünde tutmalıyız. Tümüyle yabancı olduğumuz bir konuyla ilgili dinleyici karşısında hiçbir zaman söz almamalıyız.
Konuşmamızın konusunu mutlaka sınırlandır- malıyız. örneğin “şiir” üzerine konuşma yapacaksak bu geniş konuyu mutlaka sınırlandırmamız gerekir. Bunu bir yönüyle ele alırsak daha nitelikli bir konuşma ortaya çıkar. Örneğin “Şiir Okumanın İnsana Kazandırdıkları” bir konu olarak belirlenebilir. Seçtiğimiz konu kendimiz ve dinleyicilerimiz için ilginç olmalıdır. Seçtiğimiz konuyla ilgili belli bir birikimimizin olması gerekir ki hazırlıkla konuşma için yeterli bir noktaya gelelim. Seçtiğimiz konu dinleyicilerin yaşına, eğitim düzeyine, ilgi ve görgülerine; ayrıca konuşma mekânına, konuşma süresine de uygun olmalıdır.
Konuyu sınırlandırırken hangi amaçla konuşma yaptığımızın önemi vardır. En hazırlıksız konuşmanın bile bir amacı vardır. Bütün konuşmalarda genel olarak şu amaçların olduğunu görürüz: Bilgi verme, duygu ve davranışları etkileme, hoşça vakit geçirtme.
Konumuzu amacımız doğrultusunda seçip sınırlandırdıktan sonra amacımızı gerçekleştirmeye yarayacak bilgilere (gözlemler, örnekler, tanımlar, karşılaştırmalar, sayısal veriler, görsel gereçler vb.) ulaşmamız gerekir.
Bir konuşmanın sunuluş biçimi kadar içeriği de konuşmanın inanırlığını, etkileme gücününü belirler. Konuşmamızın içeriği için gerekli bilgileri düşünerek, gözlemleyerek, konuya hâkim kişilerin görüşlerine başvurarak ve en önemlisi de okuyarak bulabiliriz. Konuyla ilgili en önemli kitapları baştan sona dikkatle okumak; okurken bir kurşun kalemle konuşma konusuyla ilgili başlıkların ve en önemli bölümlerin yanını işaretlemek, özetlenmiş bilgilerin ve tanımların altını çizmek faydalı olacaktır.
Konuyu seçip sınırlandırdıktan ve konuşmanın içeriği için gerekli bilgileri topladıktan sonra bunları belirli bir düşünsel plan içerisinde sunmak gerekir.
Bir konuşma metni başından sonuna kadar yazılmalıdırE çünkü böyle bir çalışma konuşmacının kendine güvenini getirecektir. Bununla birlikte konuşmacı hiçbir zaman konuşmasını baştan sona kâğıttan okumamalı; sözlerini daha önce hazırlamamış da sanki o anda aklıma gelen cümleleri sıralıyormuş gibi rahat konuşmalı; kâğıdın dinleyiciyle arasına girmesine engel olmalıdır.
İyi bir konuşmada birbiriyle sıkı sıkıya bağlı olan konuyu “tanıtma, tartışma ve sonuçlandırma” bölümlerinin olması gerekir.
Konuşmanın tanıtma (giriş) bölümünde ele alman konu dinleyicilerin ilgisini çekecek biçimde ortaya konur; çok önemli olan bu bölüm boş sözlerle geçiştirilmemelidir. Bu ortaya konuş, konunun kısaca doğrudan olarak ifade edilmesi biçiminde olabileceği gibi açıklamalı bir tanıtmayla; konuyla ilgili çekici bir soru sorarak, fıkraya, anıya, atasözü veya özdeyişe yer vererek de olabilir.
Konuşmanın tartışma (gelişme) bölümünde ele alınan konuyla ilgili düşünceler ortaya konulmalıdır. Konuşmanın asıl bölümü bu bölümdür. Düşünceler ortaya konulurken dinleyiciler üzerindeki inandırıcılığı artırmak için tanımlamadan, sayısal verilerden, örneklendirmeden, karşılaştırmadan, öykülemeden, tanık göstermeden, atasözleri ve özlü sözlerden yararlanılmalıdır.
Konuşmanın sonuç bölümünde konuşma boyunca söylenenler etkili ve kapsamlı bir biçimde kısaca ortaya konulmalıdır. Sonuç bölümü bir özetlemeyle, bir özdeyiş ya da atasözüyle duygusal ve düşünsel bir etki bırakacak biçimde ya da öğütle oluşturulur.