Mayram Meryem Kıza Türküsünün Hikayesi Sözleri Notaları
Mayram Meryem Kıza Türküsünün Hikayesi Sözleri Notaları
Mayram Meryem Kıza Türküsünün Hikayesi
Yöresi: Kayseri – Sarız
Osmanlı dönemi bir Ermeni kızla Türk delikanlının birbirine duyduğu sevdanın türküsüdür.Her iki halk birbirini severek, sayarak yaşayıp gidermiş. Ali, Çukurova yakınındaki Tapan Dağları’nda dolanan usta bir çoban. Hem hayvanına hem kavalına hükmediyor çoban Ali. Koyunları dere kenarında su içerken içli türküler çalan Ali’nin kavalı, uzaklardan büyülenmiş bir Ermeni kızını yanma kadar sürüklemiş. Ermeni kızı Meryem’in kaşı gözü, boyu posu, ince beli vurmuş Ali’yi kalbinden. Sadece Ah mi? Kız da kavalın sahibine sevdalanmış oracıkta.Hemen birbirlerine sevgilerini söyleyip, söz vermişler kalpleriyle. Yılda birkaç kez buluşup beklemişler ailelerin iznini. Ama hem Meryem’i hem de Ali’yi başkaları ile evlendirmek istemişler. Razı olmamış her ikisi de. Sonunda Ali danışmış dayısına, kaçırmak için çıkmış Meryem’in karşısına, varmış sonunda sevdalısına.
Mayram Meryem Kıza Türküsünün Sözleri
Dayım ben bir güzel gördüm
Aslı Ermeni Ermeni
Sevip sevip ayrılmanın
Yok mu dermanı dermanı
***********
Gidermen kızlara yettim
Elimi boynuna attını
Elli gün perhizin tuttum
Bugün bayramı bayramı
*********
Hele kaşa hele göze
Can dayanmaz böyle naza
Mecnun indi yolumuza
(Dayım) bunu sarmalı sarmalı
************
Dayım görsen sen Meryem ’i
İnce belleri belleri
Altmış ayak merdivanı
İner saikını sallanı