Mübalağa Abartma Sanatı Nedir, Özellikleri ve Örnekler
MÜBÂLÂĞA / ABARTMA / HYPCRBOLC
Mübalağa Abartma Sanatı Nedir, Özellikleri ve Örnekler
Bir şeyin etkisini güçlendirmek amacıyla, o şeyi olağanüstü bir şekilde anlatma sanatıdır. Bu sanata bir çeşit ifrat ya da tefrit sanatı denilebilir. Çünkü bir şey bu sanatta olduğundan pek fazla ya da olduğundan daha az gösterilir. Gerek Divan şiirinde gerekse Cumhuriyet şiirinde sevilerek kullanılmıştır.
********************
Mübalağa Abartma Sanatı Örnekleri
Şöyle nâz uykusuna varmış o yâr ey Bâkî
Ki cihan halkı figân eylese bîdâr olmaz
Bâkî
Bâkinin sevgilisi öyle bir naz uykusuna varmış ki, cihan halkı figan eylese onu uykusundan uyandıramaz. Cihan halkının feryad u figan etmesine rağmen sevgilinin uykusundan uyanmaması bir mübalağa sanatıdr.
********************
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
Gömelim gel seni târihe desem sığmazsın
Mehmet Akif Ersoy, Safahat
Mehmet Akif, şehitlerin tarihe sığmayacaklarını abartılı bir şekilde anlatmaktadır. Şehitlerin tarih mezarlığına gömülmesi ve o mezara sığmamaları çok güzel kurgulanmış bir mübalağa sanatı olarak karşımıza çıkar.
********************
İmanıma şâhid diye Cibril’i getirdim
Cibril’i de beş akçaya satsan yeri vardır
Arif Nihat Asya, Ses ve Topralı
Arif Nihat Asya, imanına şahit olarak Cebrail’i getirmekle kalmıyor aynı zamanda onu beş akçaya satmaya da kalkıyor. İmana şahit olarak Cebrail’in getirilmesi ve satılması abartılı bir dille anlatıldığından mübalağa sanatı yapılıyor.
********************
DALGIN ÖLÜM
Dün güzel bir kadın geçti
Kabrimin yakınından.
Doya doya seyrettim
Gün hâzinesi bacaklarını,
Gecemi alt,
üst eden
Söylesem inanmazsınız
Kalkıp verecek oldum
Düşürünce mendilini
Öldüğümü unutmuşum
Cahit Sıtkı Tarancı, Bütün Şiirleri
Cahit Sıtkı, mezarının yanından geçen kadınını bacaklarını seyrederek, onun düşürdüğü mendili vermeye kalkarak ölü olduğunu unutmakla mübalağa sanatının güzel bir örneğini verir.
********************
Yıldızlar görse betideki güzelliğini
birer birer düşerler içimdeki denize
Celal Sılay, Türk Edebiyatı
Celal Sılay, sevgilinin güzelliğini gören yıldızların birer birer içindeki denize düşeceğini söylerken mübalağa sanatı yapar.
********************
Bendim suda dalga , gökte kırlangıç ben,
Her yargılanan suçlu benim, yargıç ben
Dört yönde seninle birleşip ey dost
En son gelenim zamanda, başlangıç ben…
Seyfettin Başçıllar, Kıyısızlık
Seyfettin Başçıllar, kendisini suda dalga, gökte kırlangıç olarak görmesinin yanında kendisini bütün yargılanan suçluların yerine koymakla kalmıyor, aynı zamanda kendisini yargıç olarak da görüyor. Zamanın başlangıcı ve en sonu olduğu iddiasında bulunurken girift bir mübalağa örneği verir.
********************
Sâki kerem et, balır gibi cüş edeyim
Bir lahza seni şöyle ferâmûş edeyim
Dersin bana bihûş edecek bade seni
Peymâneme sen gir de seni nûş edeyim
Muhyiddin Râif Yengin, Eski Rubailerim
Muhyiddin Raif Yengin, sakinin ikramıyla denizler gibi coşmak isterken peymaneye sakinin girmesini ve onu içmek istediğini söylerken zarif bir mübalağa sanatı yapar.
********************
bütün denizleri içtim
ve kendim kaybolup
deniz oldum
sonsuz deniz oldum
A.Halet Çelebi, Om Mani Padme Hum
Asaf Halet Çelebi, bütün denizleri içtiğini ve kaybolup sonsuz deniz olduğunu söylerken mübalağa sanatının güzel bir örneğini vermekle kalmaz tasavvufi bir söylem de geliştirir / göndermede bulunur. Benliğin Tanrıda / denizde yok olması vahdet-i vücut felsefesinin / öğretisinin bir söylemidir.
********************
Hangi huşun yüreğini yarsalar bu havada
Hepsinden senin üstüne bir gönül türküm çıkar
Zeki Ömer Defne, Denizden Çalınmış Ülke
Zeki Ömer Defne, bütün kuşların yüreğinden sevgiliyle ilgili gönül türkülerinin çıkacağını söylerken mübalağa sanatının şık bir örneğini verir.
********************
Güller Leylâ’nın uykusunda olgunlaşır
Leylâ’nın düşlerinde renk alır kuşlar
Sezai Karahoç, Gün Doğmadan
Sezai Karakoç, “güllerin Leylâ’nın uykularında olgunlaşması” ve “kuşların da yine Leylâ’nın düşlerinde renk alması” şeklinde ifrat derecesine varan bir mübalağa sanatı yapar. Gerçekte olmayacak olan bu şeyler edebi metin gerçekliği içerisinde son derece iyi kurgulanarak üst dil seviyesinde yazınsallık sağlanmış.
********************
Görmeyeli göz açılır dönse sana
Görse kalkar kötürüm sanki seni
Abdullah Özdemir Hacıtahiroglu, Türk Edebiyatı
Abdullah öztemiz Hacıtahiroğlu, sevgiliye yöneldiğinde görmeyen gözlerin açılacağını ve kötürüm kimselerin ayağa kalkacağını söylerken mübalağa sanatı yapar.
********************
Mahkum olan benim, bütün kürekçiler
Azat edilse, “berdevâm” gelir bana.
Bekir Sıtkı Erdoğan, Bir Yağmur Başladı
Bekir Sıtkı Erdoğan, gemideki bütün kürek mahkumlarının azat edilse bile kendisinin azat edilmeyeceğini söylerken mübalağa sanatına baş vurur.
********************
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
Cahit Sıtkı Taraııcı, Bütün Şiirleri
Cahit Sıtkı, sevgilisinin güzelliğini kabirdeki böceklere ezberletmeye kalkarak güzel ve aşırı bir mübalağa örneği verir.
********************
Ne ettim de bâd-ı sabâ ile yolladım
Gurbet elden nazlı yâre selâmı
Yetiş imdadıma telli telefon
Ayağına düştüm posta tatarı
Oktay Rıfat,
Yaşayıp ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler
Oktay Rıfat, klasik geleneğe uyarak bâd-ı sabâ ile gurbet elden sevgiliye selam yollamıştır, fakat bu selam yerine ulaşmadığından şair, imdadına telli telefonu çağırır. Şair bununla da kalmaz selamının sevgiliye ulaşması için posta tatarına da yalvarır. Sanatçının bâd-ı sabâ ile selam göndermesi bir mübalağa olmanın yanında aynı zamanda klasik şiirde sevgiliye rüzgar ile selam gönderildiği hatırlanacak olursa bir gönderme de sözkonusudur. Ayrıca posta tatarı da eskiden mektupların posta tatarları aracılığıyla taşındığına dair bir göndermedir.
********************
güllerin bedeninden dikenlerini teker teker koparırsan
dikenleri kopardığın yerler teker teker kanar
Turgut Uyar, Büyük Saat
Turgut Uyar, güllerin bedeninden kopartılan dikenlerin yerinin teker teker kanayacağını söylerken mübalağa sanatı yapar. Bu söylem, klasik Divan şiirinin alımlama estetiğine oldukça yakın bir ifadedir.
********************
Dört pancurda dörtnala güzelliğin,
Benzemez hiç bir masala güzelliğin.
Mustafa Necati Karaer, Sevmek Varken
Mustafa Necati Karaer, sevgilisinin güzelliğini dörtnala giden bir ata benzetmenin yanında onun güzelliğini hiçbir masal güzelliğine de benzetemeyerek mübalağa sanatı yapar.
********************
Sizin hiç babanız öldü mü
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum
Cemal Süreya, Sevda Sözleri
Cemal Süreya, konuşma diline ait bir dil ve üslupla babasının ölümüyle üzüntüsünden / kederinden kör olduğunun altını çizerken, mübalağa sanatının çok özgün bir örneğini verir. Realitede insanın babasının ölmesiyle kör olması olacak bir olay değildir, fakat şair onun / ölümün insan hayatındaki en önemli olaylardan birisi olduğunun altını çizmek istemiştir.
********************
Ve bir akşam çalıp güzelliğini
Dokunsam bir güneşle gökyüzüne
Uyanıp haltsalar ki gökyüzüsün
Seni lâkin yine hiç görmeseler
Beşir Ayvazoglu, Gülname
Beşir Ayvazoğlu, sevgilinin güzelliğini çalmak isterken onu gökyüzüne kaçırmak istemekle kalmaz, gökyüzüne bakanların’ hiçbirinin göremeyeceği bir mekanda gizlemeye kalkarak güzel bir mübalağa sanatı kurgular.